Ben de Gargi gibi belli bi konu üstünde yoğunlaşamayacağımı belirtmek istiorum öncelikle. 2. sınavlar kapının eşiğindeyken buhranlı dönemim de başladı çünkü. Eserekli haller; bi mutlu, bi asabi, bide ağlamaklı olup dururum artık. Şu an inorganikle boğuşmaya başladım, yok kardeşim gerizekalı gibi bakıorum bişi anladığım yok. Hani vardır ya, çalışkan öğrenci tripleri ay çalışamıorum, ay anlamıorum… Yok öyle diil işte, ben de zaten çalışkan bi öğrenci dilim. Ayrıca söleme gereği duyuorum; benle de fazla takılmayın, bu gerizekalılık hali sizde de hasıl olabilir…
Ayrıca hayatımda belirsizlikler var şu sıralar, Garginin naapcağı, ne olcağı, nerde olcağı gibi… Malum benim de bazı şeylerim ona bağlı. Ayrıca bölüm insanlarından genel bi nefret geldi yine bu sıralar. Bazen okulda görünmez olmak istiorum, kimseler tanımasın, bakmasın, selam vermesin istiorum. Zaten bizim bölümde millet bi garip, bi gün gelir muhabbet ederler, ertesi gün tanımazlar filan… Hayır anlamıorum, ben öle şekil şemal düzgün gitmeye çalışıorum, tam bi boyalı Gargi olarak gidiorum zaten, neyimi beğenmiyip selam vermiosunuz anlamadım ki? Ye kürküm ye olayı mı ne bu? He bide, bundan 3 hafta önce çok feci hasta oldum, ağlayıp duruodum bu halden nefret ettiğim için… Millet de yüzüme garip garip bakıo, ‘’ ne bakıosun lan, bok mu var!! ‘’die bağırasım geliodu suratlarına… Ne var; Gargiler de ağlayabilir… :) Velhasıl, genel olarak insanlardan bi soğuma söz konusu, keşke insan olmasaydım, başka bi canlı suretinde yine bu beyinle yaşayabilseydim bile diorum o derece yani. Çünkü insan denen varlık gerçekten bencil, kendini bilmez, lafını bilmez, karşısındakini düşünmez, öle bi varlık…
Ben şu an sadece mutlu olmak için yaşıorum, zaman zaman gereğinden fazla başkalarını mutlu etmeye çalıştığım da oluo… Bundan da mutluluk duyuorum ama karşındaki insan için sen kendini parçalıosun, o yeri geldiğinde kılını kıpırdatmıo. Ama lafı gelince kendi elinden gelen her şeyi yapıodur başkaları için, hele arkadaşları için çok daha fazlasını yapıodur, o zaten melektir, iyilik yap; denize at modundadır, ama diğer insanlar ona kazık atıodur falan filan… Kimse asla kendi yaptığını görmez (ben de dahil), hep diğerleri kazık atar, onlar suçludur… Tabii ki kimseden sonsuz empati görmek istemiorum, melek olmasını, hep yardım etmesini istemiorum ama ağzı başka söleyip kendi başka davranmasın o bana yeter, gerçekten… Ayrıca kendim pollyanna modunda olmaktan da bıktım; hep ben çevremdeki insanları dürtmek zorunda kalıorum, hep benim yüzüm gülüo; onlar da gülsün istiorum, olmayınca çok canım sıkılıo… Kendimi gerçekten hiç işe yaramayan biri olarak hissediorum! Zaten içimde her daim var olan bi sevgi açlığı var, bazen iğne ucu kadar bazen dağlar kadar büyük. Bunu da nasıl ve kimle tatmin edebilirim, bilemiorum.
Hepsi bi gün geçer, en azından bunu bilerek yaşamak güzel… (hala pollyannacılığa devam, içime işlemiş anasını…) Bu yazıda sıkılmadan buraya kadar gelen herkese teşekkürler… Görüşürüz gavatlar:)
Ayrıca hayatımda belirsizlikler var şu sıralar, Garginin naapcağı, ne olcağı, nerde olcağı gibi… Malum benim de bazı şeylerim ona bağlı. Ayrıca bölüm insanlarından genel bi nefret geldi yine bu sıralar. Bazen okulda görünmez olmak istiorum, kimseler tanımasın, bakmasın, selam vermesin istiorum. Zaten bizim bölümde millet bi garip, bi gün gelir muhabbet ederler, ertesi gün tanımazlar filan… Hayır anlamıorum, ben öle şekil şemal düzgün gitmeye çalışıorum, tam bi boyalı Gargi olarak gidiorum zaten, neyimi beğenmiyip selam vermiosunuz anlamadım ki? Ye kürküm ye olayı mı ne bu? He bide, bundan 3 hafta önce çok feci hasta oldum, ağlayıp duruodum bu halden nefret ettiğim için… Millet de yüzüme garip garip bakıo, ‘’ ne bakıosun lan, bok mu var!! ‘’die bağırasım geliodu suratlarına… Ne var; Gargiler de ağlayabilir… :) Velhasıl, genel olarak insanlardan bi soğuma söz konusu, keşke insan olmasaydım, başka bi canlı suretinde yine bu beyinle yaşayabilseydim bile diorum o derece yani. Çünkü insan denen varlık gerçekten bencil, kendini bilmez, lafını bilmez, karşısındakini düşünmez, öle bi varlık…
Ben şu an sadece mutlu olmak için yaşıorum, zaman zaman gereğinden fazla başkalarını mutlu etmeye çalıştığım da oluo… Bundan da mutluluk duyuorum ama karşındaki insan için sen kendini parçalıosun, o yeri geldiğinde kılını kıpırdatmıo. Ama lafı gelince kendi elinden gelen her şeyi yapıodur başkaları için, hele arkadaşları için çok daha fazlasını yapıodur, o zaten melektir, iyilik yap; denize at modundadır, ama diğer insanlar ona kazık atıodur falan filan… Kimse asla kendi yaptığını görmez (ben de dahil), hep diğerleri kazık atar, onlar suçludur… Tabii ki kimseden sonsuz empati görmek istemiorum, melek olmasını, hep yardım etmesini istemiorum ama ağzı başka söleyip kendi başka davranmasın o bana yeter, gerçekten… Ayrıca kendim pollyanna modunda olmaktan da bıktım; hep ben çevremdeki insanları dürtmek zorunda kalıorum, hep benim yüzüm gülüo; onlar da gülsün istiorum, olmayınca çok canım sıkılıo… Kendimi gerçekten hiç işe yaramayan biri olarak hissediorum! Zaten içimde her daim var olan bi sevgi açlığı var, bazen iğne ucu kadar bazen dağlar kadar büyük. Bunu da nasıl ve kimle tatmin edebilirim, bilemiorum.
Hepsi bi gün geçer, en azından bunu bilerek yaşamak güzel… (hala pollyannacılığa devam, içime işlemiş anasını…) Bu yazıda sıkılmadan buraya kadar gelen herkese teşekkürler… Görüşürüz gavatlar:)
00:57 |
Category: |
0
yorum
