Ankara gecelerinde Gargizadelere 2-3 haftada 1 rastlayabilirsiniz; yakışıklı ve centilseniz, sizi bağrımıza basarız, abazaysanız dirsek darbeleriyle kovulursunuz, godamansanız piste bile çıkmayız! (:

Öncelikle Ankara gece hayatında mekanların azlığından bahsetmek istiorum. Ne kadar mekan varsa az çok hepsi hakkında bilgimiz var, gitmemiş olsak bile. Ya sorduk soruşturduk, ya internetten araştırdık bi çoğunu.. Ama bizim isteğimizi karşılayan 2 yerden başka yer bulamadık. Bunlardan biri ilk göz ağrımız olan overall, 2. katı hatta. Çünkü 1. katında genellikle 70lik dedeler (onlar kendini delikanlı sanıolar, orası ayrı ;)), entel abazalar ve öle alternatif takılan bi gençliğe eşlik eden ve gavatlıkta sınır tanımayan dallamalardan oluşan bikaç grup çıkar; İngilizce Türkçe karışık konuşan grup solistlerininse bu ülkede nerde barındıklarını anlayamayız (: 2. katsa tam bi clup ortamıdır, kopkop müzikler çalar, sağda solda elleşen, yiyişen çiftler olur, bikaç godaman yanlarına bikaç paçoz bulmuşlardır; onlar takılırlar bi köşede, ya da grup halinde eğlenmeye gelmiş, yakışıklı arkadaşlarımız olur(: ortam hoştur, barmenler süperdir; Zehraya bi kere muhteşem bi meyve kokteyli yapmıştı adam, çok özenmişti, hayran kaldım…Bide asabi bi djimiz var orda, kimseleri takmaz, bişi isteyene çıkışır, o gürültüde bile bağırırken sesi duyulur:D Kendisinin yüzünde bi falçata izi eksik, içerden yeni çıkmış, birini cinnetle doğramış da ondan yatmış gibi bi izlenim yaratıo bende kendisi(: Ama allah için dangalak Fatih Öz’e taş çıkartır şarkı listesiyle, zira bize öğrettiği muhteşem şarkı keep on risingdir(: Bir de mekan olarak çok sevdiğimiz, ortamını çok güvenli bulduğumuz Murphy’s var ki orda da bi çok anımız var… Tayfun ve amcaoğluyla yaşadığımız ilk Murphy’s deneyimi kadar hiçbirinin tadı damağımızda kalmasa da (nerdeyse bizden başka kız yoktu ortamda, biz de bunu iyi değerlendirmiştik;)) , sanırım Ankaradaki bizim istediğimiz gibi bi dekorasyona sahip olan tek disko. Ayrıca ctesi geceleri dansçı çıkıo, bazen erkek dansçı da oluo huhhaaaaahuaha :D bi tek falsosu dj Fatih Öz olan mekanda şu sıralar pek bi insan yoğunluğu olmuo, ortam olmayınca biz de eğlenemioruz haliyle.Dj Fatih bence orda silah zoruyla kendini kabul ettirmiş, adamın elinde bi koz var ama anlayamadık, yoksa kime sorsan, oranın dji kötü dio bu alemde(:

Biz genellikle mekana gireriz tüm şeklimizle; saçı yapılmış Gargi ve boyalı Gargi olarak, insan yığını şööle bi dalgalanır, herkes bi dönüp bakar sölemesi ayıp. Hatta gargimle aramızda bunun bi esprisi vardır ki; Erkekler arasındaki muhabbet: ‘Oğlum bu ne yaaa, hiç böle bişi görmemiştim’, Gargiler arasında: ‘Ay Zehraaa şu salaklar da bize bakakaldı ihihhhihi’, Erkekler: ‘Lan şuna bak, bu gargi haline bakmadan bide kırıtmaya çalışıo! Ay dur bidaa bakim nası bişi bunlar?!!!’ , Gargiler: ‘Ay Çisee çocuk takıldı kaldı bize, bide arkadaşları var, hepsi birlikte bakıolar, şimdi bakma ama… ihihihihhihhihhiiih’ , Erkekler: ‘Lan bunlar bi sevindi, kestiğimizi filan mı sandılar acaba, ay bu ne yaa DU BİDAA BAKİİM’, Gargiler: ‘Kızım bunlar bizi gözleriyle yediler, eee tabi gargicim ortama baksana, bizim gibi kız var mı hiç ortada, hıııııh!’ :D Tabii ki hiçbi zaman bilemicez onların arasında nası bi muhabbet dönüo; erkeklerin hakkımızda ne düşündüğünü hiçbi zaman bilemediğimiz gibi… (laf aramızda bi keresinde Murphy’ste gerçekten böle oldu, bikaç ayıcık bize bakıolar sanırken önümüzdeki menopozlu teyzelere dansedelim mi filan dediler, harbiden bozulduk! :D)

Bunun dışında, biz gecelere kaçıp da akarız, kimsecikler bilmez… Aslında benim kadar iii bi gözetleyici olsanız iletilerimizden çakabilirsiniz ama kimse ben ve gargim kadar sağlam ajanlar olamaz. Mesela ben tayfun-anıl ve gökhan 3lüsü üstüne, biri bizi gözetliyor yapmıştım, kim kiminle nerede ne zaman, hepsini bilirdim hehe:D Dediğim gibi, bizim takip ettiğimiz gibi bizi kimse takip edemez… (etmez de zaten;)) Bi yan komşumuz ‘Kelam eder Hasan’ın haberi olur, onu da hala anlamış diiliz, bizim kapının gıcırtısına bağlı bi otomatı var galba kendisinin, ne zaman en açık halimle çöp atcak olurum, ne zaman topukluları giyip fıyma eyleminde oluruz ki, kendisi bize sorular yöneltir:D Yurt görevlileri ve nizamiyedeki atk güvenlik de bilir kaçıp kaçıp gittiğimizi, hatta bikaç kez geç girdik falan ama atk’yı arkamıza aldık isterse topu gelsin bize bişi olmaz:D Bide o taksici amcaların dili olsa da konuşsalar var ya,ooof of! O hallerimizle bizi Eskişehir yolunda indirmediklerini her daim şükrediorum:D Ya da içlerinden biri çıkıp da ‘ yavrum evladım, ben namazımda niyazımda adamım, ne bu hal, inin lan aşşaa’ demedi hiç şükür; Ya ya ya, şa şa şa, bilken taksi çok yaşa! :D

Ben pek içmiorum gargimle çıkınca, içsem bile bi tek bişi içer bırakırım orda, yoksa gargiciğimi o godaman tayfasıyla baş başa bırakmış olurum; uyur kalırım gümbür gümbür müzikte maazallah:D Hep çok içenleri görürüz, şuur kaybı yaşarlar, biz onların o hallerine güleriz:D Ortalıkta danseder kayıp gençlik, kızlar erkeklere yapışırlar, erkekler popo avuçlarlar falan, yani temel içgüdülerini ortaya çıkartırlar, bize ters! Zaten bizimle diğer insanların akma anlayışları, gece hayatı anlayışları biraz farklı; insanlar içip sapıtırlar, o kadar içtikten sonra kendilerini dans pistine atarlar falan… Biz ortamdaki müziği dinleriz, ritme kapılırız, sağı solu keseriz, ortam bizlikse dans pistinin tozunu attırırız… Biz 80ler disko gençliği olmalıymışız aslında, vatkalarla, taytlarla, poskuruk saçlarla dans etmeliymişiz aslında:D Kim bilir, belki bi gün mekan sahibi oluruz, o kadar boşuna mı gezip görüoruz, bilgimizi sergilemeliyiz elbet bi gün:D O zaman kendi mekanımızda gargimle bana bi platform yaptırırız, başımızda birer disko topu…. (: Faşlaklıkta son noktamız bu olur heralde… Selametle….
Tam olarak ne zaman ve ne şekilde başladı bilemiorum ama iyi ki de başlamış!!! Tabi ki Ankara gece hayatına girişimizden bahsediorum....Hello yani childer;) Artık ne zaman hareketli bi şarkı duysam kendimi dans pistine atmak istiorum... Hele ki belli başlı şarkılar var ki güne onları dinleyerek başlamak hata oluyor mesela Ian Carey-keep on rising diosa sen gecelere doğacaksın Garginle beraber!! Haftasonu deilse de durum fena bütün hafta cuma olmasını bekle ki gecelere akasın pardon kaçasın yani;) Nese sanırım ilk akışım bi doğumgünü vesilesi ile Overall'a olmuştu pek bi tat alamadım anlayamadım bu işleri....Sonra Aslı gacesinin doğumgünü için Overall'a gittik o zaman bi gözüm açıldı yaniii....sonrası da geldi zaten...Artık Çise ile akmak için planlar yaparken bulur olmuştuk kendimizi... Bu akmalar zaman geçtikçe artmaya başladı hatta şöle diyalogar yaşandı:" Kızım geçen sene ne kaç kere akmıştık hatırlıo musun?"
-işte iki kere Overall iki kere de Brother's
-bu sene kaç kere aktık??
-ayy şey Overall'a...... Murphy's'e de...!!!! kaç kere aktık kızım biz yaaa!!!

Neyse şu an sayıyı gerçekten ben de hatırlayamıorum ama daha çok paramız olsaydı gecelerde daha çok boy göstereceğimizden eminim! Hatta bunun için oturup çözümler üretmeye çalıştık: Kısa yoldan nasıl para buluruz taksi için? iddia oynayalım dedik kupon yattı sayısal oynadık Çise ve bende ancak birer sayı tutturmuşuz...Kızım bataklığa saplandık dedik ama vazgeçmek için hiçbi şey yapmadık dibine kadar gidelim o zaman dedik!!!

Benim için gecelerin asıl güzelliği Murphy's'e ilk gidişimizle başladı eminim Gargim için de öle olmuştur;) Ani ve asabiyetle verilen bi karar üzerine taksinin yönünü Hilton Murphy's'e çevirttik içerde bazı arkadaşlar var grur meselesi yaptım oraya gidicez...sonra taksinin içinde Çise ile para hesabı yaparken taksici de lafa daldı "abla 90'dan aşağı giremezsiniz içeri baksana Hilton!" o an yusufçuklar bi havalandı ama inadım inat bi şey olmaz die die Hiltonun kapısına geldik taksinin kapıları biz davranmadan açıldı pek bi havalı oldu yanii;) bi de bunun üstüne taksici "abla 90 olsa ii valla baksanıza krallar gibi karşılıolar." dedi onu da sineye çektik girdik içeri...Ikına sıkına kapıya geldik Çise bi cinnete geldi "aaaa ben sorucam valla giriş ücreti ne kadar die ayıp deil ya!" Kasadaki çocuğa sorduk 20 diince "hadi yaa aaa tamam o zaman yaa!!!bi şey deilmiş!!"diip cennete giriş yaptık...Hoş bi ambians kulakları zorlayan desibel pistte dans eden insanlar işte hayat bu! Haa bu arada içeri adımımızı atar atmaz Ankara Sosyete'den muhabir resmimizi çekmek istedi ama ne alaka dedik yol verdik kendisine..haa bi de Mirror'a gitmiştik ki kendisi bayaa sükseli bi mekandır gidip görelim demiştik rezervasyonumuzu yaptırıp da gitmiştik...Asansörde havalı görünen iki godaman ve bi grup gençlik var...kapıda bizi bi bayan karşıladı herkese rezervasyon sordu ben hemen atladım " şey bizim rezervasyonumuz vardı!!" dierek o iki godaman da öle apıştı kaldı bizde tıkır tıkır içeri girdik masamıza geçtik bayaa bi şekil koymuştuk..nesee şimdi Murphy's'in ilk gecesine dönelim tekrardan...Gecenin en taş iki hatunuyduk ki pistte bizimle oynamaya çalışan bi dolu erkek var kimseyi takmadan Çise ile kopuoruz bi ona dön bi buna allaah daha ne olsun beee!!! Çise hem dans edio hem de bana kızım cennete burası laaan die bağırıo....İşte o akşam yeryüzündeki cenneti gördük hala da unutamam tadı da bi o kadar damağımda kaldı!!

Sonra bi akşam yine Murphy's'e gittik ama içerisi kıyamet gibi bi sürü insan var: hayatlarında ilk defa dışarı çıkmış gibi davranan tıpçılar bi de dişçiler sapıtıolar...şoka girdik barın kenarında takılıoruz Şahin die bi çocuk muhabbet etmeye başladı benimle içeri ilk girdiğimizden beri markajında olduğumdan haberim var ama çaktırmıorum...Bi şey içmek olsun dans etmek olsun biraz daha kalın olsun die die başımızın etini yedi kendisi ama rahatsız etmedi sağolsun hiç!!! Keşke takılsaydık onlarla dioruz bazen bizim eğlence anlayışımıza yakın bulduk ama giden gitti...İşte o akşam bi çocuk gördüm ki o neydi....o tip, o saçlar o beyaz hırkası yok böle bi yüz...Geldi kulağıma eğildi ve ateş var mı die sordu ben zaten o an şoka girdim ki Çise'nin ani bi hareketi ile elimde çakmağı buldum ve uzattım sonra kalabalıkta kayboldu..sonra o çakmağı Çise bi daha kullanmadı bana verdi:D

Yine başka bi akşam Murphy's'e gittiğimizde ortalık gayet boş artık DJ Fatih Öz'ün playlistini bile ezberlemişiz yine mi bu şarkı die burun kıvırıoruz...Aman Allahım!!! o da ne!!! Oğlanın teki acayip bi şekilde dans edio ben buna "başı kesilmiş tavuk sitili" adını verdim.. milleti kolundan tutup tutup piste çekio:D kendisini ilk o akşam orada gördük sonra tekrar yine gördük bu sefer Overall'da hem de iki kere... Helal olsun sana Çise nasıl tanıdın! o mu die sordun ben bakarken kafasını sallamaya başlayınca %1500 o dedim:D

Gece kaçışlarımız devam etti böle böle; çünkü gerçekten sevdiğimizi fark ettik...hem öncesi hem sonrası ayrı bi hikaye...evden gece akmasına izin almak mümkün deil!!durum böle olunca biz de taktik bulduk kendimize erkenden yatıoruz güyaaa sonra Külkedisinin eve dönüş saatinde biz yurttan fıyıyoruz...saat on gibi hazırlanmaya başlarız amaaan daha çok var die ama yine de geç kalırız!!! İkimizde de ayrı bi telaş "ayy Çise sence saçım böle mi yoksa böle mi ii???" "Zehra allığım çok olmuş mu haaa;???"bi de aşağıda taksi beklerken bilimum yurt ahallisi ile karşılaşırsın abuk subuk sorulara maruz kalırsın:" nereye?? kantine mi??" evet canım böleee ayağımızda bölesi topuklularla ve de şu kılıkta kantine töbe yaaa:D
Yalnız son bi kaç zamandır Ankara gençliğinin farklı bi yere takıldığını düşünür olduk Murphy's hep boş godamanlar sarmış dört bi yanımızı gidersen de...Overall desen o da biraz yavan gelir oldu; ama her geceyi Murphy's'in ilk gecesiyle kıyaslayınca böle olduğuna inanmak istiorum....


Biz bi mekana giriosak herkes döner bi bakar; sanki o an müziğin sesi daha azdır; bizim hareketlerimiz de daha ağır çekimdir kolay mı Ankara gecelerinin ünlü simaları Gargizadeler mekana giriş yapmıştır;) bu da bizim alayına şeklimiz olsun!!! Goodbye childer;)